SOFİSTİKE |
Aşırı ölçüde yapmacıklı davranan (kimse) |
FOSFORİK |
Gübre, sabun, deterjan yapımında ve eczacılıkta kullanılan, renksiz sıvı anlamına gelen fosforik asit teriminde geçer |
FOTOSFER |
Işık yuvarı |
KONSERTO |
bk. konçerto |
NEKROTİK |
Nekroz görünümünde veya durumunda olan |
SOFİSTİK |
Safsatalı, yanıltmalı |
TERSİNİR |
Bir olayın ortaya çıkma şartlarındaki sonsuz küçük bir değişikliğin etkisiyle herhangi bir anda yön değiştirebilen (kimyasal, fiziksel ve mekanik dönüşüm) |
TİROKSİN |
Tiroit hormonlarının ilki |
EKİNOKS |
Gün gece eşitliği |
ERİSTİK |
Didişim |
FİTNESS |
343 sağlıklı yaşam |
FONETİK |
Ses bilgisi |
İSFENKS |
bk. Sfenks |
İSKONTO |
bk. ıskonto |
İSTERİK |
İsteriye tutulmuş olan, histerik |
KESİNTİ |
Kesilen parça, kırpıntı |
KİNETİK |
Hareketle ilgili, hareket sebebiyle oluşan |
KOKETRİ |
Sevimlilik, hoşluluk, süs düşkünü |
KONFETİ |
Düğün, balo gibi eğlencelerde serpilen, küçük yuvarlak pul biçiminde kesilmiş renkli kâğıt parçaları |
KONKRET |
bk. Konkre |
KORONER |
Kalbi taç şeklinde kuşatıp besleyen (damarlar) |
KORTEKS |
Beyin zarı |
NERİTİK |
Kıyı şeridinde deniz kabukları, kum, çakıl gibi şeylerle oluşan yığınakla ilgili |
ORKİNOS |
Uskumrugillerden, boyu 2,5 m kadar olabilen, eti yenir bir balık, ton (Thunnus) |
RETORİK |
Güzel söz söyleme, hitabet sanatı |
SİSTİRE |
Bir tahtanın üzerindeki ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lâma |
EKİNTİ |
Ekilen şey |
ERİKSİ |
Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi |
EROTİK |
Aşkla ilgili olan, aşkı anlatan, kösnül, erosal, şehevî, şehvanî |
ESİNTİ |
Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha |
ESKORT |
Koruma, muhafız takımı |
FERTİK |
Kaçma, uzaklaşma, sıvışma |
FİKREN |
Düşünce yoluyla, düşünerek, zihnen |
FİKTİF |
İtibarî |
FİNİKE |
Antalya'nın bir ilçesi |
FİNTEK |
Finansal hizmetleri yenilikçi, tamamlayıcı ve hızlandırıcı iş modelleri ile sayısal teknolojiler kullanarak sunan kuruluş veya ürün |
FİSKOS |
Başkalarının duyamayacağı biçimde gizli ve alçak sesle konuşma |
FORİNT |
Macar para birimi |
FOSFOR |
Atom numarası 15, atom ağırlığı 30,97 olan, yarı saydam, bal mumu kıvamında, karanlıkta ışıldayan sarımsak kokulu, 1,83 yoğunluğunda, zehirli bir element. Kısaltması P |
FOSNOT |
Bir müzik eseri çalınır veya söylenirken yapılan nota yanlışlığı |
FRİKİK |
Serbest vuruş |
İKİTEK |
Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ayrı ayrı oturaklarda ve sadece birer küreği olan tekne |
İRONİK |
İroniye dayalı |
İSTERİ |
Duyu bozuklukları, türlü ruh karışıklıkları, çırpınma, kasılmalar ve bazen inmelerle kendini gösteren bir sinir bozukluğu, histeri |
KERTİK |
Kertilmiş olan |
KESKİN |
Çok kesici, iyi kesen |
KİRKİT |
Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç |
KONFOR |
Günlük hayatı kolaylaştıran maddî rahatlık |
KONKRE |
Somut, müşahhas |
KONSER |
Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluğa çalması veya söylemesi |
KONTES |
Kontun karısının taşıdığı unvan |
KOREKT |
Doğru |
KORİST |
Koro ile birlikte şarkı söyleyen kimse |
KORNER |
Köşe |
KORNET |
Pistonlu orkestra çalgısı |
KOSTER |
Kıyı limanları arasında seferler yapmak üzere inşa edilmiş ve donatılmış küçük yük gemisi |
KOSTİK |
Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran |
KRETON |
Bir tür keten, patiska veya basma |
KRİKET |
On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun |
KRİTER |
Ölçüt, kıstas |
KRİTİK |
Tehlikeli, endişe veren (durum) |
KRONİK |
Olayların birbiri ardınca sıra ile yazıldığı tarih, vekayiname |
NEFRİT |
Böbrek iltihabı |
NİKRİS |
bk. nıkris |
OOSFER |
Bitkilerde erkek gamet tarafından döllenerek yumurtayı oluşturan dişi gamet |
ROKFOR |
Koyun sütünden yapılan, mahzenlerde olgunlaştırılan, içi özel küflü peynir |
SFENKS |
Yunan mitolojisinde, geçen yolculara bir takım bilmeceler sorarak bilmeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevî yaratık |
SİKTİR |
Defolup gitmek |
SİRKEN |
Yabanî ıspanak (Chenopodium album) |
SİROKO |
Akdeniz havzasında görülen çok sıcak bir rüzgâr |
SOFİST |
Sofizmden yana olan (kimse, düşünce vb.) |
SONERİ |
Çağırma zili |
TEFRİK |
Ayırma, ayırt etme |
TEFSİR |
Yorumlama |
TEKFİN |
Kefenleme |
TEKFİR |
Kâfir sayma |
TEKNİK |
Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi |
TEKRİR |
Tekrar etme, yeniden söyleme |
TEKSİF |
Yoğunlaştırma, sıklaştırma, koyulaştırma, toplama |
TEKSİR |
Çoğaltma |
TENKİS |
Azaltma, eksiltme |
TENSİK |
Düzenleme, düzeltme, yoluna koyma |
TEORİK |
Kurama dayanan, kuramsal, nazarî |
TERFİK |
Bir kimseyi arkadaş olarak yanına alma veya arkadaş olarak yanına bir kimse verilme |
TERKİN |
Yazılmış bir şeyi çizerek silme |
TESKİN |
Acı, öfke, heyecan gibi duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma |
TİRİNK |
Peşin. Peşin olarak |
TOKSİK |
zehirli |
TOKSİN |
Canlı organizmalarda görülen zehir |
TORERO |
Arenada boğalarla mücadele eden kimse, boğa güreşçisi |
EKSİK |
Gerekli duyulan, ihtiyaç duyulan (şey), noksan |
EKSİN |
Anyon |
ERKİN |
Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest |
EROİN |
Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde |
ESRİK |
Esrimiş, sarhoş, mest, sermest |
ETKİN |
Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif |
ETNİK |
Kavimle ilgili, budunsal, kavmî |
FENİK |
Alman markının yüzde biri |
FERİK |
Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu, piliç |
FİFRE |
Yanlamasına çalınan, altı deliği olan, tahtadan bir tür flüt |
FİKİR |
Düşünce, mülâhaza, mütalâa |
FİKRİ |
Düşünce ile ilgili |
FİRİK |
Olgunlaşmak üzere olan tahıl |
FİSKE |
Parmaklardan birinin ucunu baş parmağın başına iliştirip birdenbire ileriye fırlatarak yapılan vuruş |
FİSTO |
Elde veya makinede işlenmiş süslü şerit |
FİTİN |
Fitik asidin C6H6[OPO(OH)2]6, bir tuzu olan, fosforu tek mideliler tarafından değerlendirilemeyen organik bir bileşik |
FİTNE |
Geçimsizlik, karışıklık, kargaşa |
FİTRE |
Ramazan ayı içinde verilmesi dince buyrulan, miktarı belirli sadaka |
FORSE |
“Gücünü hissettirmek, güç uygulamak” anlamlarındaki forse etmek birleşik fiilinde geçen bir söz |
FORTE |
Parçanın güçlü çalınacağını gösterir |
FOTİN |
bk. potin |
FRENK |
Anglosakson, Cermen veya Lâtin ırklarının birinden olan kimse |
FRESK |
Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi |
İFFET |
Cinsî konularda ahlâk kurallarına bağlılık, sililik |
İFRİT |
Doğu masal ve efsanelerinde, kötü ve korkunç cin |
İKSİR |
Eskiden hayatı ölümsüzleştirmek, madenleri altına çevirmek gibi olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı |
İRİTE |
Sinirlendirmek, rahatsız etmek ve tıp alanında tahriş etmek anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz |
İRONİ |
Dolaylı ve alaylı anlatım, mizah |
İRSEN |
Kalıtım yoluyla |
İSTEK |
Bir şeye duyulan eğilim, arzu |
İSTER |
Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum |
İSTİF |
aldırış etmeyip durum ve davranışını hiç değiştirmemek |
İSTOR |
Stor |
KEFİN |
bk. kefen |
KEFİR |
Özel bir maya mantarıyla keçi veya inek sütünün mayalanmasıyla hazırlanan ekşi içecek |
KERKİ |
Keser |
KERTİ |
Kerte (I) |
KESİF |
Yoğun |
KESİK |
Kesilmiş olan |
KESİN |
Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, kat'i, maktu |
KESİR |
Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı |
KESİT |
Bir şeyi inceleyebilmek için, enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey |
KESKİ |
Ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç |
KETON |
Karbonil grubuna iki alkil kökünün bağlanmasıyla türeyen birleşik |
KİNİK |
Kinizm taraftarı (kimse veya görüş), sinik |
KİREN |
kızılcık |
KİTİN |
Eklem bacaklıların ve kabukluların örteneğini oluşturan, dayanıklı ve esnek organik madde; bazı mantar ve likenlerde de rastlanır |
KİTRE |
Gevenden çıkarılan bir tür zamk, kestere |
KOFTİ |
Sahtekâr, dolandırıcı kimse |
KOKET |
Yosma |
KOKOT |
Aşüfte |
KONİK |
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahrutî |
KORNO |
Savaşlarda çağrı aracı olarak kullanılan, boynuz veya fil dişi boru |
KORSE |
Güzellik veya sağlık gayesiyle kullanılan esnek iç giysisi |
KORTE |
Âşıktaşlık, flört |
KOTON |
Pamuktan yapılmış olan (kumaş vb.) |
KRİKO |
Ağır bir yükü, özellikle alt tarafında yapılacak bir çalışmada otomobil vb. taşıtların yerden yükseltilmesini sağlayan alet, kaldırıcı |
KROKİ |
Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı |
NEFİR |
Boynuzdan yapılan bir tür boru |
NEFİS |
Pek hoş, istek uyandıran, çok güzel |
NEFSİ |
Canlılığın zorunlu kıldığı gereksinim ve isteklerle ilgili, beden arzularıyla ilgili; nefsani |
NEFTİ |
Siyaha yakın koyu yeşil |
NESİR |
Dilin söz dizimi kurallarına uygun olarak kullanılan anlatım biçimi, manzum olmayan söz ve yazı, düz yazı |
NOTER |
Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak, yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi |
OFRİS |
Salepgillerden, çiçekleri sinek, örümcek gibi birtakım böcekleri andıran, yumrulu, otsu bir bitki (Ophrys) |
OFSET |
Kalıp izlerini önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye dayanan çift kopyalı baskı yöntemi, düz baskı |
OKSİT |
Oksijenin bir element veya kökle birleşmesiyle oluşan madde |
ONİKS |
Balgam taşı |
ONORE |
Yüz akı, şeref, onur |
ONTİK |
Varlıksal |
OOSİT |
Büyüme evresini tamamlamış, fakat henüz döllenebilecek duruma gelmemiş dişi gamet |
ORİON |
Avcı |
ORKİT |
Er bezlerinin iltihaplanıp şişmesi |
REFİK |
Arkadaş, dost |
REKOR |
Bir sporda erişilmiş derecelerin en üstünü |
RESİF |
Su düzeyindeki sıra kayalar |
RESTO |
Lokantada garsonların vazgeçilen yemeği mutfağa bildirmek için söyledikleri söz |
ROKET |
Atış sırasında mekanik olarak yön verilen, yörüngesinin başlangıcında öz itmeli olarak yol alan ve daha sonra yalnız balistik kanunlarına bağlı kalan mermi |
ROSTO |
Haşlandıktan sonra veya doğrudan doğruya kızartılarak pişirilen, dilim dilim kesilen et |
ROTOR |
bk. döneç |
SEFİR |
Elçi |
SEKSİ |
Cinsel çekiciliği olan |
SENİR |
İki dağ arasındaki sırt |
SENİT |
Hamur tahtası |
SERİK |
Antalya'nın bir ilçesi |
SERİN |
(hava için) Az soğuk, ılık ile soğuk arası |
SETİK |
Vücudun eklem yerleri, eklem yerleri arasındaki bağlayıcı kemik. İnce bulgur, kuş yemi, darı |
SETİR |
Bir şeyi örtme, gizleme |
SİFİN |
Sarıağı |
SİFON |
Bir sıvıyı bir kaptan başka bir kaba aktarmaya yarayan, değişik uzunlukta iki kolu olan bükülmüş boru |
SİİRT |
Türkiye'nin bir ili |
SİKKE |
Mevlevî dervişlerinin giydikleri yüksek ve tepesi düz keçe külâh |
SİNEK |
Çift kanatlılardan, birtakım uçucu böceklerin genel adı |
SİNİK |
bk. kinik |
SİNİR |
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet |
SİNSİ |
Kötülük yaparken gizli ve kurnaz olan |
SİREN |
Taşıtlarda bulunan, tiz ses çıkaran alet, canavar düdüğü |
SİRER |
Deniz kızı; üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı |
SİRET |
Bir kimsenin ahlakı, hayat tarzı, dışa yansıyan davranışı, kişiliği, seciyesi, karakteri, suret karşıtı |
SİRKE |
Bit, tahta kurusu gibi asalak böceklerin yumurtası |
SİRTO |
Türk müziğinde bir oyun havası |
SKİNK |
Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir sürüngen türü (Scincus) |
SOKET |
Kısa çorap |
SONKİ |
Son olan, en sondaki |
SORİT |
Öncul sayısı ikiden çok olan tasımsal çıkarım |
SORTİ |
Elektrik tesisatında lâmba veya fiş konacak kolların her biri |
SOSİS |
Kıyılmış, baharat katılmış etle, tütsüleme ve pişirme gibi işlemlerden sonra yapılan bir tür sucuk |
STENO |
Stenografi kelimesinin kısaltılmış biçimi |
STRES |
Ameliyat şoku, aşırı yorgunluk, üzüntü, travma, soğuk, heyecan vb. etkenlerin organizmada, iç organlarda ve metabolizmada oluşturduğu bozuklukların tümü |
TEKİN |
Boş, içinde kimse bulunmayan |
TEKİR |
Postu siyah çubuklarla ve beneklerle süslü, kül renginde veya boz olan (kedi) |
TENİS |
Ağla ortasından ikiye bölünen bir alanda tek veya çift oyuncuların raketle karşılıklı vurdukları veya çeldikleri topu, belli kurallara göre, karşılanamayacak biçimde birbirlerinin alanına düşürerek sayı kazanmaları esasına dayanan oyun, alan topu |
TENOR |
En tiz erkek sesi |
TEORİ |
Kuram, nazariye |
TERFİ |
(derecesi, makamı) Yükselme |
TERKİ |
Eyerin arka bölümü |
TERSİ |
bk. Tirsi |
TESİR |
Etki |
TESİS |
Yapma, kurma, temelini atma |
TESRİ |
Çabuklaştırma, hızlandırma |
TİNER |
Boyanın yoğunluğunu azaltmak için kullanılan terebentin gibi sıvı inceltici |
TİRSİ |
Hamsigillerden, uzunluğu 60 cm, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir balık türü (Alosa alosa) |
TONER |
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep |
TONİK |
Organları uyaran ve güçlendiren (ilâç) |
TORİK |
Palamut balığının irisi (Palemye sarda) |
TRİKO |
Örülerek dokunan bir cins yün kumaş |
EFOR |
Zihince ve bedence ortaya konan çaba, emek |
EKİN |
Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı duruma verilen ad |
EKİT |
Vücuda herhangi bir işlevi yerine getirmesi için yerleştirilen doku parçası, alet vb |
EKSİ |
Çıkarma işleminde " - " işaretinin adı, nakıs |
EKTİ |
Her yiyeceği canı çeken |
ENİK |
Kedi, köpek gibi çok memeli hayvanların yavrusu, encik |
ENİR |
Bir tür yaban mersini |
ERİK |
Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Ğrunus domestica) |
ERİN |
Döl verme yetkinliğine eren, baliğ |
EROS |
Ruhî çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü |
ESİK |
Çukur yer |
ESİN |
Etkilenme, çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham |
ESİR |
Tutsak |
ESKİ |
Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan |
ESRİ |
Esrik |
ETİK |
Töre bilimi, ahlâk bilimi |
ETKİ |
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir |
FENT |
Düzen, hile |
FERİ |
Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan |
FERT |
Birey |
FİNK |
"Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek" anlamına gelen fink atmak deyiminde geçer |
FİNO |
Çok tüylü küçük bir köpek türü |
FİRE |
Her tür ticarî malda kuruma, dökülme, bozulma gibi sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi |
FONT |
Dökme demir, pik (I) |
FORS |
Devlet başkanının bulunduğu yerlere, amirallerin çalıştıkları kuruluşlara veya gemilere, generallerin garnizonlarına ve bu düzeydeki görevlilerin arabalarına çekilen üç veya dört köşeli bayrak |
FOTO |
Işık |
FREN |
Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma |
FRER |
Erkek kardeş anlamında papazlar için kullanılan bir söz |
İKEN |
Esnasında, ...-dığı / -diği hâlde, ...-dığı / -diği zaman |
İKON |
Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimlerine verilen ad |
İNEK |
Dişi sığır |
İNİK |
İnmiş, indirilmiş |
İNTİ |
Peru para birimi (Kızılderili dilinden alıntı) |
İRİN |
Organizmanın herhangi bir yerinde iltihaplanma sonunda ölmüş hücre artıklarından ve bozulmuş ak yuvarlardan oluşan, mikroplu veya mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat |
İRİS |
Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü, süsen |
İRSİ |
Kalıtımla geçen, soydan kalma, soydan geçme, kalıtsal |
İSKİ |
bk. ski |
İSOT |
Kırmızı, acı biber |
İTKİ |
Tepi |
KENT |
Şehir |
KESİ |
Kesilmiş yer |
KİST |
İçi koloit veya yağ gibi sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu patolojik torba |
KONİ |
Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut |
KONT |
Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse |
KORE |
Başlıca belirtisi kısa, çabuk, değişken yapıda irade dışı hareketler olan bir hastalık |
KORO |
Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini uygulamak için bir araya gelen topluluk |
KORT |
Tenis oynanan alan |
KRON |
Çek para birimi |
KROS |
Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu |
NEFT |
Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğuna verilen ad |
NESİ |
Hangi yönü, hangi tarafı |
NİTE |
Nasıl, niçin |
OFİS |
İş yeri, daire, büro |
REİS |
Başkan, ser |
RENK |
Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum |
REST |
Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü |
RİNT |
Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse, gönül eri, kalender |
RİSK |
Riziko |
SEKİ |
At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık |
SEKS |
Cinsellik, cinslik, cinsiyet |
SENT |
Doların yüzde biri değerinde para birimi |
SERF |
Derebeylik toplum düzeninde toprakla birlikte alınıp satılan köle |
SERİ |
Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi |
SERT |
Çizilmesi, kırılması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı |
SİNE |
Göğüs |
SİNİ |
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi |
SİRK |
Eğitilmiş hayvanların ve cambazların akrobasi hareketleri yaptıkları genellikle kapalı yer |
SİTE |
Daha çok belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu |
SKİF |
İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı |
SKOR |
Durum veya sonuç |
SOFİ |
Tasavvuf felsefesine bağlı olan (kimse), mutasavvıf |
SONE |
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir batı şiir türü |
SOTE |
Küçük küçük doğranmış et, ciğer, böbrek gibi şeyler yağda hafifçe kavrulduktan sonra su, domates, biber vb. katılarak yapılan yemek |
STEN |
9 mm çapında, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek |
STER |
Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, 1 metre küpe eşit hacim ölçüsü birimi |
STOK |
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif |
STOR |
Ağaç, kumaş vb. den yapılmış bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde |
TEİN |
Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde |
TERK |
bırakmak, ayrılmak |
TERS |
Bir şeyin aksi, karşıtı |
TİFO |
Kirli sularda, bu sularla sulanmış sebzelerde bulunan Eberth basilinin sebep olduğu ortalama üç hafta süren, ateşli ve tehlikeli bir bağırsak hastalığı, kara humma |
TİKE |
(et, ekmek, peynir vb için) Parça, lokma, dilim |
TİRE |
Dikişte kullanılan pamuk ipliği |
TORK |
Motorlu araçlarda üretilen gücün tekerleklerden yere aktarılmasını sağlayan dönme kuvveti |
TREN |
Bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer |
TRİO |
Üçlü |
TROK |
Değiş, trampa, mal değişi |
EKO |
Yankı |
ERK |
Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar |
ETİ |
Hitit |
FEK |
Bozma, feshetme, kesme, ayırma, koparma |
FEN |
Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ad |
FER |
Pahalılık, ışık, nur, canlılık |
FES |
Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık |
FİN |
Finlandiya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse |
FİT |
Birini başkasına karşı kışkırtma |
FOK |
Etçiller takımının fokgiller familyasından, 1-2 m boyunda, postu değerli, memeli deniz hayvanı, ayı balığı (Phoca) |
FON |
Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para |
FOS |
Çürük, temelsiz, boş, kof |
İKİ |
Birden sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam, 2, II |
İNİ |
Kayın birader |
İRİ |
Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan |
İRS |
Kalıtım, soya çekim |
İSE |
|
İTİ |
İtici güç, ilham verici |
KEF |
Kaynayan pekmezin, pişen etin üstünde oluşan köpük |
KEK |
Yumurta, un ve şekerden, genellikle içine çekirdeksiz kuru üzüm veya kakao vb. konularak yapılan, fırında pişirilen tatlı çörek |
KER |
Kuvvet, kudret |
KES |
Ayak bileklerini de içine alan kapalı jimnastik ayakkabısı |
KET |
Engel |
KİK |
Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı, futa (II) |
KİN |
Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, garez |
KİR |
Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik |
KİT |
Macun |
KOF |
bir kimsenin bilgisiz, değersiz, işe yaramaz biri olduğu anlaşılmak |
KOK |
Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü |
KOR |
Kolordu kelimesinin kısaltması: Korgeneral |
KOT |
Temel ile zemin arasındaki yükseklik |
NET |
Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algıladığı iyi görünen (şey) |
NOT |
(öğrenci için) iyi veya kötü numara, derece almak |
ONS |
Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık birimi |
OTO |
Otomobil kelimesinin kısaltılmışı |
REN |
Bir geyik türü, bir ırmak |
RET |
Uygun bulmama, geri çevirme, kabul etmeme |
ROK |
Santrançta şah, kalelerden birinin yanına getirilerek, kaleninse şah üzerinden atlatılması biçiminde yapılan tek sayılan özel bir hamle |
ROT |
Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk |
SEK |
İçine su, başka bir içki veya bir sıvı karıştırılmamış (içki) |
SEN |
nasıl uygun bulursan(ız), öyle yap(ınız) |
SER |
Limonluk |
SES |
Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhî tepki |
SET |
Toprağın kayıp akmasını veya suyun yayılmasını önlemek için yapılan kalın duvar |
SİF |
İthalâtta bir malın bedeli, sigortası ve navlunu giderleriyle birlikte olmak üzere maliyeti |
SİK |
Erkeklik organı |
SİN |
Yaşanılmış olan süre, yaş |
SİS |
Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su veya buhar tanelerinden oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman |
SİT |
Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı |
SKİ |
Kayak |
SOF |
Bir çeşit sertçe, ince yünlü kumaş |
SON |
Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet |
SOS |
Bazı yemeklerin üzerine dökülen, domates, baharat gibi şeylerle yapılan terbiye |
TEF |
Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı |
TEK |
Eşi olmayan, biricik, yegâne |
TEN |
İnsan vücudunun dış yüzü |
TER |
Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı |
TİK |
Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi |
TİN |
Ruh |
TOK |
Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı |
TON |
İnsan veya çalgı sesinin yükseklik veya alçaklık derecesi |
TOR |
Sık gözlü ağ |
TOS |
Alın veya boynuzla vuruş |
TRE |
Bir maddedeki kükürt oranını tespit etmek için kullanılan alet |